Chelsea… Chelsea… Chelsea…
Geçen senenin her yönden en fazla şaşırtan takımı. Villa Boas’ı takımın
başına getirilmesi, suskun geçen transfer sezonu, lige erken havlu atılması,
Villa Boas’ın 2. Eleme turundaki rövanş maçını dahi görülmeden kovulması,
Anelka’nın sezon bitmeden Çin’e postalanması, Di Matteo’nun takımın başında
kalması, hiç beklenmedik Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu… Fırtınalı ama hiç
beklenmedik şekilde mükemmel bir final.
Bu yaz Chelsea için en az Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırdıkları günkü
gibi güzel geçmekte. Kulüp geçen senenin aksine kesenin ağzını açtı ve 63
milyon sterlin (170 MİLYON TÜRK LİRASI!!!!) harcayarak hem kadroyu
gençleştirdi, hem de değişecek olan sistemin altyapısını hazırladı. Üstelik
Chelsea bu hamleleri yaparken şu anda bütün dünyanın gözünün üstünde olduğu, ‘en
yetenekli genç oyuncular’ listesinde kafaya oynayan Eden Hazard ve Oscar’ı
göstere göstere satın aldı. Bu benim yorumuma göre önemli bir güç gösterisi ve Manchester
şehrine yollanan ‘’yeni sezonda bizde varız’’ mesajıydı.
Chelsea beni yeni sezon için fazlasıyla heyacanlandırıyor. Her ne
kadar Anelka ve Drogba gibi oyunculara aşırı saygı duysam da, o kadar uzun
süredir Chelsea forması giyiyorlardı ki gözümde fosilleşmeye başlamışlardı.
Bütün dev kulüpler yeni ve genç oyunculara yönelirken Chelsea’nin aynı isimlere
takılı kalması benim gibi bir çok Premier League sevdalısında Chelsea maçlarını izlememe isteği uyandırıyordu. Fakat
bu durum şu anda tam anlamıyla değişmek üzere. Git gide yaşlanan kadro Eden Hazard
ve Oscar gibi yaşlarının toplamı 42 eden oyuncularla takviye edildi.
Bunlara geçen sene transfer edilen David Luiz, Gary Cahill, Lukaku, Atletico
Madrid’de kiralık oynayan Courtois ve dün itibariyle 1 seneliğine Werder Bremen’e
kiralanan De Bruyne’yi de eklediğimizde Chelsea’nin en azından önümüzdeki 5-6
seneyi garanti altına aldığını görüyoruz.
Kısaca transferlere değinmek istiyorum.
1 1) Lille’den alınan,
vaktinde tüm hayalperest Türk taraftarların hayallerini süsleyen Eden Hazard bu
yaz Chelsea’nin yaptığı en pahalı transfer oldu. Son 2 sezondur Fransa’da Yılın
Oyuncusu ödülünü almayı başaran oyuncu için tam 32 milyon sterlin sayıldı.
İngiliz futbolunu takip edenler ülke otoritelerinin böyle genç oyunculara bu
kadar para saçılmasından nefret ettiklerini bilirler. Şu anda da gündemde Hazard’ın
bu parayı hakkedip haketmeyeceğine dair çeşitli tartışmalar var. Kişisel fikrim
Hazard’ın bireysel oynamaktan ziyade, takım oyununa yatkın bir oyuncu olduğu için
yerinde bir transfer olduğu. Bence kısa süre içerisinde polemiklere son
verecektir.
Fakat bu transferde
Hazard’ın çoooook büyük bir yanlışı oldu. Lebron James’in ‘yeneteklerimi Miami’ye
götürüyorum broooo’ tarzındaki tweetleriyle kendisini Premier League
izleyicisine ve otoritelere yanlış tanıttı ve şu anda herkesin ilk izlenimi ‘’artist,
ben-centric ve ego manyağı’’ olduğu ki Hazard aslında pek böyle bir karakter
değil. İlk başlarda kötü oynarsa üzerine yüklenilecektir. Şimdiden Andy Carroll
ve Stewart Downing ile kıyaslamalar yapılmakta. İşi zor...
2) Brezilya ligi bizim
ülkemizde saat farkından dolayı çok fazla takip edilen bir lig değil. Aslında
bizim Türk futbol severin gözünü gönlünü hoş edecek, TSL’de ki pozisyon
kıtlığından sonra defans hemen hemen hiç olmadığı için millete ilaç gibi
gelecek bir lig. Bu ligin son 1-2 senede en fazla parlayan ismi Chelsea’nin
yeni transferi Oscar. 21 yaşındaki genç oyuncu Internacional’de geçtiğimiz
sezon sahaya çıktığı 44 karşılaşmada 15 gol ve 13 asist gibi bir istatistik
yakaladı. Olimpiyatlar’ı takip ediyorsanız Neymar ile birlikte ofansın bütün
yükünü çektiğini görebilirsiniz. Brezilya’nın girdiği hemen hemen her
pozisyonda Oscar’ın imzası var ve atılan her golde bir işlev görüyor. Chelsea
için onun oyun görüşü, yaratıcılığı ve defansın arkasına sarkan Torres ve
Sturridge’e atacağı ara toplar büyük önem taşıyacak. Bana göre Hazard’dan daha
fazla iş yapacaktır.
3
3) Marko Marin’e pek
değinmek istemiyorum. Benim senelerdir takip ettiğim, Football Manager
oynadığım zamanlarda kadromdan eksik etmediğim bir
isimdi. Lakin geçen sene
beni büyük hayal kırıklığına uğrattı ve henüz beklediğim sıçramayı yapamadı.
Üstün çalım yeteneği, sürati ve güzel orta yapan bir oyuncu. Lakin Chelsea’de
ne yapar, ne eder hiçbir fikrim yok. Kadro şişkin, fizik zayıf.. Forma
verildiğinde şansı değerlendirebilirse iş yapar, aksi halde kiralanır diye
düşünüyorum.
Bosingwa, Kalou, Anelka
ve Drogba gibi isimler ayrıldıktan sonra Chelsea kağıt üzerinde taze ve diri
duruyor. Geçen sene hiç beklenmeyen Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu takıma ayrı
bir güven ve hava katacaktır. Sezon başında arka arkaya alınacak galibiyetler
Chelsea’yi iyice havaya sokar ki bu da çok keyifli bir lig izleyeceğimiz
anlamında gelir.
Mevkiler üzerinden
gidecek olursak kağıt üzerinde Chelsea’nin en sıkıntılı bölgesi defansı gibi
gözüküyor. Her ne kadar Terry – Cahill – Ashley Cole – Ivanovic – David Luiz ve
Olimpiyat’larda defanstan çok DMC gibi oynayan Bertrand olsada bana olası
sakatlık durumunda Chelsea’nin başı çok ağrır gibi geliyor. Kaldıki defans
hattı ortasaha ve hücum hattı gibi seri olmayacağı için bloklar arası
bağlantıda (Ömer abi beni andı sağolsun) özellikle oyuncular birbirlerine alışana
kadar sıkıntı çıkabilir. Fakat bunların çoğu tabii ki ön görü. O yüzden 2-3 maç
izlemeden ne desek havada kalacak.
Bu sene Chelsea adına
diğer bir önemli isim yine Ramires olacaktır. Brezilya’lı genç oyuncu
gençtiğimiz sezon bana göre takımın en iyi ismiydi. Bu sene bir başka Brezilya’lı
Oscar’ın gelmesiyle, performansını daha da arttıracağını ve sezon sonunda ‘Yılın
Oyuncusu’ ödülüne aday olacağını düşünüyorum. Solunda Hazard / Mata, sağında
Oscar/Marin, ileride Torres ile Ramires bu sene yaratıcılığının ve tekniğinin
sınırlarını zorlayacaktır. Burada önemli olan Ramires’in yanında kimin
oynayacağı. Ağustos başı itibariyle Lampard’ın sakatlığı devam ediyor ve hala
tam kapasitede değil. Fakat unutmayalım ki Meireles – Essien - Romeu ve John
Obi Mikel gibi bu takımın göbeğinde oynamaya aday bir çok isim var.
Di Matteo bu sene kadro
kurmakta epey zorlanacak. Kağıt üzerinde Chelsea bana göre ligin en iyi
kadrosuna sahip fakat Chelsea’nin senelerdir bize kanıtladığı bir şey varsa o
da takımın kendi kendinin ipini çekme bağımlılığı olduğu. Sezonlar geldi gitti,
menajerler geldi gitti ama bu hastalı düzelemedim. Ödenilen tazminatlar ile 3.
Boğaz Köprüsü ihalesine katılınabilir, kulübe bir gelir yaratılabilirdi.Di
Matteo topçular tarafından seviliyor, takımın soyunma odasında atmosfer
Mourinho döneminden beri ilk defa bu kadar iyi ve forma giysede giymesede
futbolcuların yüzünden tebessüm eksik olmuyor. Gençleşen kadro ‘kolej takımı
havası’ yakalamaya çalışırken Lampard ve Terry gibi abiler takım içi disiplinin
başarıyla sağlayacaktır. Chelsea’de bu sene geçmiş senelerde olmayan bir şey var.
O da ‘’oyunu değiştirebilecek yetenekli oyuncular’’. Geçen sene sırf Mata ve
zaman zaman Ramires ile bu yapılmaya çalışılırken artık yedek kulübesi dahil
bir çok isim oyuna etki edebilecek kapasitede.
Manchester City bu sene
yine favori olacaktır fakat Mancini yine büyük handikap. Geçen sene son maçta
bile şampiyonluğu vermek üzere olan İtalyan hoca bu sene güçlenen United ve
Chelsea karşısında bana göre mutlu sona ulaşamayacak. Manchester United’ın ise
yaşlanan defansı ve merkez orta sahasında yaşanan kısıtlılık ve çeşit azlığı
bana göre Chelsea’yi bu sene için epey şanslı kılmakta fakat tabii ki önce
kimyanın oturması lazım. Arsenal daha önceki analizimde belirtmiş olduğum gibi
epey heyecanlı bir kadro kurdu ama biraz kapalı kutular. Tottenham ve
Newscastle ise 4.lük ve 5. Lik için kapışacaktır. Bu durumda bana göre Mayıs
sonunda Chelsea ligin ilk 2 sırasında birine oturacaktır.
Ayın 18’ini
sabırsızlıkla bekliyorum.


3.5 sezon bi takımda oynayınca fosilleşiyolarsa iyimiş.bence her oyuncu bir takımda minimum 2 sezon oynamalı mazallah fosilleşirler sonra.
YanıtlaSilDrogba (2004-2012) Yaş: 34...
YanıtlaSilAnelka yı söylüyordum.bu arada minimum yazmışım maksimum olucak o :).
YanıtlaSil